Hayat dinamikleri karmaşıklaştıkça insan ilişkileri ve gündelik rutinlerimiz de sürekli karmaşıklaşıyor ve iç huzurumuzu bulmak çölde su bulmak kadar zorlaşıyor. İster yoğun bir iş temposunda koştur, ister bir evin sorumluğunu taşı, ister çocuklarını büyüt fark etmiyor, bir süre sonra hayatın karmaşık hızı bizleri kendimizi dinleyemez hale getiriyor. Bu birikim zaman içerisinde ruhen ve bedenen bizi yıpratabiliyor ve türlü rahatsızlıklar baş gösterebiliyor.

Öncelikle bir konuyu netleştirmem gerek. İç huzuru adı üzerinde kişinin içinden gelen bir olgu, başkalarının bize dayattığı ve hissettirdiği bir şey değil. Bu sebeple iç huzurunu dışarıda ve başka insanlarda aramak da nafiledir. Tebdili mekanda ferahlık vardır ancak insan da her nereye giderse gitsin kendi cennetini veya cehennemini beraberinde taşır. İç huzuru olmayan kişi, her yerde ve her koşulda huzursuzdur.

Peki iç huzurunu bulmak için neler yapmak lazım? Not etmek lazım ki bunlar sadece tavsiye, herkes kendi yolunu bulmalı ve zamanla kendine en iyi gelen yöntemleri bulmak tecrübe ile olacaktır.

Kabul etmeyi Öğren

Kendi elimizde olan ve olmayan şeyler var bu hayatta. Değiştiremediğin ve kontrol edemediğin durumlar için kaygı duymak, stres yaşamak sadece sağlığından götürür. Neden ne yaparsan yap asla sonucunu değiştiremediğin şeyler için mutsuz oluyorsun? Neden ne düşündüklerini tam olarak bilmeden başkalarının senin için ne düşündüğü konusunda kaygılanasın? Değiştiremediğin şeyleri kabul edip zihnini bunlara yormamak için kendini eğitebilirsin. Bunu başarırsan otomatik olarak yığınlar dolusu kaygı ve stresten kurtuluyor olacaksın.

Gülümsemenin Gücünü Keşfet

İçten güldüğünde ve gülümsediğinde, kendini iyi hissettiğinde hayatın kolaylaştığını hissettin mi hiç? Sanki birisi sihirli bir değnekle dokunmuş gibi tüm işlerin rast gitmiyor mu? Gülümsemek ve gülmek sadece sana kendini iyi hissettirmez, etrafında olan herkesi de iyi hissettirir ve ortamdaki negatif etkileri dağıtır. Bizim kültürümüze yerleşmiş nazar algısı mutluluğumuzu paylaşmamıza engel olabiliyor. Mutlu görünmenin bize nazar değdireceğini düşünürken sürekli etrafımıza negatif elektrik saçan ve yakınan bir kişi haline dönüşerek aslında en başta kendi hayatımızı zorlaştırıyoruz. Gülümsemekten korkma, göreceksin sana sadece güzellikler getirecek.

Düşünce Yapını Değiştir

Sürekli kendine ve kendi kaygılarına dönmek, detaylara takılıp konuların ana temalarını kaçırmana sebep olur. Örneğin kötü giden bir ilişkide sürekli gündelik yaşanan olaylara gömülmen sebebiyle, bir süre sonra aslında o ilişkiyi sürdürmemen gerektiği gerçeğini kaçırabilirsin. Bu durum hayatımızın her alanında olabilir. Bu durumun ikinci en önemli olumsuzluğu ise sürekli kendinle bu kadar uğraşırsan etrafında olup bitenleri ve karşındaki kişilerin duygu ve düşüncelerini fark etmez olursun. Yaşanan olayları biraz geriye çekilip inceleyebildiğinde kararlarını daha objektif verebildiğini ve etrafındaki insanları çok daha iyi anladığını fark edeceksin.

Umudunu Asla Kaybetme

Umut kaybetmeyi riske atamayacağın kadar önemli bir konu. Umudunu kaybetmediğin sürece her zaman iç huzuruna giden bir yolun olur. Ne zaman fazla yoğunluk ve stres altında kalsak kendini umutsuz ve depresif hissederiz. Yağmurun arkasından güneş açacağını, her inişin bir çıkışı olacağını unuturuz. Kötü günlerin arkasından iyi geleceğini bilmek, kendine unuttuğunda bunu hatırlatmak zor günlerde iç huzurunu korumana destek olacaktır.

Doğada Zaman Geçir

Gökyüzünü en son ne zaman yıldızlarla dolu gördüğünü hatırlıyor musun? Veya en son ne zaman bir ağacın gölgesinde dinlendiğini? Çok mu zaman geçti? Çoğumuz hayatımızı binalar, arabalar ve yollar arasında insan yapımı kocaman şehirlerde geçiriyoruz. Bir de üzerine çalışma temposu eklendiğinde zihnimiz sürekli şehir hayatı ve günlük streslerle dolup taşıyor. Doğanın dinginliğinde ve aslında ait olduğumuz yerde biraz zaman geçirmek üzerindeki hayata dair stresi azaltacak ve iç huzuruna erişmende katkısı olacaktır.

Bulunduğun Anı Yaşa

Çoğu zaman geçmişte olan bir olayla ya da gelecekte olabileceklerle zihnimizi meşgul ederiz. Belirli bir zaman aralığında neler yaptığını ya da hissettiğini hatırlamıyorsan sık sık bunu yapıyorsun demektir. Anı yaşamak farkındalık getirir. Yaptığın ve hissettiğin her şeyin tadını, hissiyatını ve sürecini belirgin şekilde hissedersin, olmamış veya çoktan olup geçmiş şeylerle meşgul olmazsın. Gerçekten anı yaşayabilmek değiştiremeyeceğin şeylere ait kaygıları senden uzak tutar ve yaşamını dolu ve farkında olarak geçirmeni sağlar.